Husûmet, düşmanlık, hasımlık, kincilik, zıddiyet, çekişmek mânâlarına gelen bir kelimedir. Bu fiil imân kardeşliğine ve fazilet-i İslâmiyeye zıddır. Husûmet, vahşet ve cehaletten ortaya çıkar. Aynı zamanda husûmet, mazi derelerinde hükümferma olan bir fiildir. Bediüzaman’ın ifadesiyle bu zaman ve zeminde mü’minlere karşı “Husûmet ve adâvetin vakti bitti.”[1] Çünkü “İslâmiyet, selm(barış) ve müsâlemettir(emniyet ve güvendir); dâhilde niza […]
Etiket: nur
Adâvet/Düşmanlık
Risale-i Nur Külliyatı’nda Yirmi İkinci Mektub “Mü’minler ancak kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin.[1] Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir.[2] Öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlere gelince, Allah iyilik yapanları ve iyi kullukta bulunanları sever.”[3] âyetlerinin sırrıyla; ehl-i imânı, uhuvvet ve muhabbete davet ediyor. […]
Bid’atlar(Bidîyât)
Bid’atlar(Bidîyât) İslâm dini, kemâle ermiş ve noksanı olmayan bir dindir. Bu durum Kur’an-ı Kerîm’de şu şekilde bildirilir: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.”[1] Bu ayete istinaden İslâm dininin mükemmel olması, dine yapılan yeni icat ve eklemeleri kabul etmemeyi gerektirir. İslâm dini, ekleme ve noksanlıkları kabul […]
Maddî Değil Mânevî Hizmetler Lâzım
Maddî değil mânevî hizmetler lâzım Bu hizmetin en ehemmiyetli esaslarından birisi de karşılık beklemeden imân ve Kur’ân hizmetine çalışmaktır. Bunun yüzlerce delili Risale-i Nur satırları içerisinde vardır. Bilindiği üzere Bediüzzaman tâ küçüklüğünden beri sadaka ve hediye kabul etmemiştir. Hizmetinin karşılığı olarak bu tür maddî menfaatlardan men edilmiştir. Hatta bazen ihtilattan ve konuşmaktan memnû olduğu gibi, […]
Gıybet, Gayet Menfur ve Fenadır
Gıybet, gayet menfur ve fenadır “Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?”[1] Gıybet şu âyetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’ân’da gayet menfur ve ehl-i gıybet, gayet fena ve alçaktırlar.[2] Bediüzzaman gıybet konusunda ayetin hükmünü de nazar-ı dikkate alarak gayet şiddetli bir üslup kullanıyor. Gıybet, cemiyetin bulaşıcı mikrobudur. Çabuk sirayet eder, yayılır. Kâinat manen nur talebelerine […]
Sabah Derslerinin “Halka ve Daire” Tatbikatı
Sabah derslerinin “halka ve daire” tatbikatı Bu yazımızda bir Nur talebesi ağabeyimizin[1] mutad Risale-i Nur okumalarında fark ettiği ve bizimle paylaştığı tefekkürlerini paylaşmak istiyoruz. “Günlük sabah dersimi okurken Münâzarat esrinde Medresett’üz-Zehra bahsinin detaylandırma bölümünde Üstad o kadar ince şeyleri ortaya koymuş ki, sınıfta oturma planına kadar… Hep okuyup geçiyordum, burada takıldı nazarım. Şartlarını sayarken, sekizinci […]
Gençler için Gençlik Rehberi
Bediüzzaman, Risale-i Nur’dan medet isteyen gençlere dersler verir. Onların cazibedar ahir zaman fitnesinden kurtulmaları için yol gösterir. Gençlik hevesiyle düşecekleri tehlikeleri göstererek iman ve küfür mukayesi ile sefahat ve dalaletin akıbetini gösterir. Gençliğin fani olduğunu, daire-i meşruada kalınmazsa o gençliğin zayi olup, başlarına hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette, kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve […]
Gençler ve Risale-i Nur
Meyve Risalesi’nde Bediüzzaman “Nev-i insanın üçten birisini teşkil eden gençler, hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp, cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve Cehennem azabını tahattur etmezlerse, hayat-ı içtimaiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Bazı, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini […]
Ahirzamanda Genç Olmak!
Ahirzamanda genç olmak! Ahirzamanda deccaliyet, materyalizm ve inkâr-ı ulûhiyet seli insanları almış sürüklüyor. Hem de sahili olmayan bir okyanusa doğru bu sürükleniş devam ediyor. Bekâsıyla ve ebedî hayatıyla beraber götürüyor. Öyle şefkatli, hamiyetli ve gayretli olmak lâzım ki, bu selin önüne geçilebilsin. Yoksa hasâret-i azime kaçınılmaz bir netice! Bu ahirzaman belâ-yı şedid olarak meş’um ve […]