Hodbîn, hodgâm, hodendiş…

“Ey fahre meftun, şöhrete müptelâ, medhe düşkün, Hodbînlikte bîhemtâ(eşşiz), sersem nefsim!”[1] *Hodbîn, yalnız kendi çıkarlarını düşünen, bencil insanların gösterdiği özelliktir. Hodbîn adam hem hodgâm, hem hodendiş, hem bedbin hususiyetler taşır. *Hodgâm,kendini düşünen, kendi gamını çeken, diğergâm olmayan demektir. “Hodgâm insan, bilmediği şeye düşman olduğu gibi, yetişmediği şeye de zıttır.”[2]

Tefâhur

Tefâhur;  iftihâr etmek, övünmek anlamlarına gelmektedir. Kendini iyi görüp, kusurdan gaflet etmektir.  İnsanın kendisinde var olduğunu düşündüğü, bazı faydalı işlerini ve iyiliklerini başkalarına göstermek ve bununla övünmesidir. İnsanın mânevî cephesini öldüren, enfüsî âlemini harap eden mânevî bir hastalıktır. Halbuki insanın kendini övüp senâ etmesi kalbî bir marazdır. Tefâhur marazının altında enâniyet, kibir, gurur gibi mânevî […]

Gurur

Gurur, insanın büyüklenmesi, kendini beğenmesi ve üstün görmesidir. Kendini büyük görme, başkasını hor ve hakîr görmedir. “Gurur ile, insan maddî ve mânevî kemâlât ve mehâsinden mahrum kalır. Eğer gurur saîkasıyla başkaların kemâlâtına tenezzül etmeyip kendi kemâlâtını kâfi ve yüksek görürse, o insan nâkıstır.” [1] Gurur, ilmi fazla olanları vartaya düşürebilir. Bir ilim adamı, bir âlim […]

Ucb

Ucb “bir kimsenin hak etmediği bir mertebeyi kendinde vehmetmesi”[1] şeklinde tarif edilir. Bazı âlimler kişinin itibarı ve mevkii ile gururlanmasına kibir, faziletleriyle övünmesine ucb denildiğini söyler ve bunların ikisinin de faziletleri silip götürdüğünü kaydeder.[2] Ucbun ileri derecesine idlâl denilmiştir. Buna göre ucb yapılan iyilikle böbürlenmek, idlâl iyiliğe karşılık beklemektir.[3] Bediüzzaman’ın ifadesiyle ucb mânevî bir hastalıktır. Kur’ân-ı Kerîm’de ise ucb, ahlâkla ilgili […]

Enaniyet-i İlmiye Kapısı

Enaniyet-i ilmiye kapısı: Bu zamanda enaniyet ziyade hükmettiğinden hakikate hizmet edenler ihlâsını muhafaza etmek için, enaniyeti okşayan şeylerden bütün bütün çekilmek lâzım gelir. Çünkü gaflet ve dünyaperestlikten çıkan dehşetli bir enâniyet bu zamanda hükmediyor. Bu asır enaniyet asrı. Herkes “ben” diyor. Böyle kalsa iyi, bir de herkes benden bahsetsin istiyor.