Bediüzzaman, “İttihâd-ı Muhammedî” gibi içinde mübarek ve kudsî isimlerin, tâbirlerin geçtiği teşekküllerin dünya işlerine ve siyâset cereyanlarına bulaştırılmasının, âlet ve tâbi edilmesinin zararlarını söylerken, bir yandan da, bu gibi mukaddeslerin umûmun malı olduğu ve cihanşümûl değerler taşıdığını her vesileyle nazara vermeye çalışmıştır. İşte, bu cihetle “İttihâd-ı Muhammedî” ruhunu da ihtiva eden “İttihâd-ı İslâm” ile ilgili […]
Etiket: etmez
Kur’ân-ı Hakîm’in hazinesinin dellâlı
Bilindiği üzere Bediüzzaman Hazretleri maddî ve mânevî makamları kabul etmiyor. Talebelerinin ısrarlı tahşidatına karşı büyük makamları red ediyor. Talebelerinin ellerinde bir hak ve hakikat olduğunu kabul ettiği halde, bir nevi tevil ve izah ile kendisine verilen makamların yönünü ve yüzünü Riale-i Nur’a ve şahs-ı mânevîye çeviriyor. Kendisine tevcih edilen büyük makamları üç şahsiyetinden birisi ve […]
Makamat-ı mânevîye mesleğimizde mevzu-u bahis değil
Bediüzzaman Hazretleri’nin talebelerine yazdığı mektuplar bilinir. Hatta bu mektuplar Yirmisekizinci Mektup olarak Maktubat eserine girmiştir. Ancak hacimleri çok büyük olduğu için Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lahikası mektupları olarak müstakil olarak neşredilmişlerdir. Bir de talebelerin Üstadları Bediüzzaman’a yazdıkları mektuplar vardır. Bu mektupların bir kısmı münteşir lahikalara girdiği halde, önemli bir kısmı gerememiştir. Hem Bediüzzaman’ın, hem de […]