Yusuf(as)’ın İmtihânı

Yusuf(as)’un imtihanı Yakub(as)’a, Cenab-ı Hak on iki erkek evlat verdi. Kendisi gibi peygamber olacak olan Yusuf (as), bunlardan birisidir. Bu evlatları arasındaki yaşanan hadiseler, O’nun hayatında çok önemli gelişmelere ve hadiselere sebep olur. Yakub(as)’ın, Yusuf(as)’a gösterdiği aşırı muhabbet ve annesinin farklı olması diğer kardeşleri tarafından kıskanılmasına sebep olur. Bu kıskanma onun vücudunu ortadan kaldırmaya kadar […]

İki yüz senesinden sonra en hayırlınız…

İki yüz senesinden sonra en hayırlınız…Peygamber Efendimiz(sav)’in “Evleniniz, çoğalınız, çünkü ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim.”[1] hadisini bilmeyen yoktur. Bundan başka zaman ile kayıtlı, hatta ahir zaman asrına bakan mühim bir hadis de şöyledir: “Allah bir kulu sevdiği vakitte onu Zat-ı Ulûhiyetine(dinine) hizmet etmek için seçer. Onu kadınla ve evlat ile meşgul etmez. İki […]

İnsanlar Helâk Oldular…

İNSANLAR HELÂK OLDU… “İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.”[1] hadis-i şerifi, ihlâs ne kadar İslâmiyet’te mühim bir esâs olduğunu gösteriyor. Demek ki insanlar helâkettedir. Ancak âlimler o helâketten kurtulurlar. Âlimlik de […]

Sohbette insibağ ve in’ikâs vardır

Sohbette insibağ ve in’ikâs vardır Risale-i Nur sohbetleri hem ilimdir, hem marifettir, hem huzurdur, hem zikirdir, hem de fikirdir. Sohbet-i Resulullah, iksir-i mânevîdir. Bu mânevî te’sir Risale-i Nur sohbetlerine de in’ikas etmiştir. Çünkü sohbette insibağ ve in’ikâs vardır. Sohbetler hayt-ı nurânîdir. Bizleri tâ asr-ı saadete rapteder. Risale-i Nur’un yolu da hem sahabe mesleği, hem de […]

Nur Talebeleri’nin hizmet mefkûresi

Nur Talebeleri’nin hizmet mefkûresi  “Meziyetin varsa hafa türâbında kalsın; tâ neşvünema bulsun.”(Lemaat) Bu hizmet-i Kur’âniye ve imâniyede gizli kahramanlar var. Onlar bilinmek ve görünmek istemezler. Anadolu’nun sinesinde saklı bir cevher gibi şahs-ı mânevî içinde mestur vaziyetteler. Çok konuşmazlar, ortaya atılmazlar. Onlar simalarından ve hallerinden bellidir. Onlar hizmetin lokomotifi veya taşıyıcı kolonlarıdır. Sadece hizmetin yükünü taşırlar. […]

Risâle-i Nur’a hizmet etmek

Risale-i Nur’a hizmet edebilmek… Risale-i Nur hizmetinin neticesi maddî olarak görmek arzu edilebilir. Fakat bu arzu doğru değildir. Pekâlâ, Risale-i Nur hizmeti nedir? Vazifeni yapıp vazife-i İlâhiye’ye karışmamaktır. Bizim vazifemiz hizmettir, muvaffak olmak bu vazifeye dâhil değildir. O, vazife-i İlâhiye’ye bakar. Birisine Risale-i Nur’u anlattın. Eğer o anlatmanda ihlâs varsa, işte hizmet odur. O an, […]

Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsine meftun olmak lâzım

Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsine meftun olmak lâzım Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Zaman şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Risale-i Nur’da şahıs yok, şahs-ı mânevî var. Ben bir hiçim. Risale-i Nur, Kur’ân’ın malıdır, Kur’ân’dan süzülmüştür. Şeref ve hüsün Kur’ân’ındır. Şahsımla Risale-i Nur iltibas edilmiş. Meziyet, Risale-i Nur’a aittir. Risale-i Nur’un neşrindeki harika muvaffakiyet ise, Risale-i Nur talebelerine aittir.”[1]İşte […]