Meyve Risalesi’nde Bediüzzaman “Nev-i insanın üçten birisini teşkil eden gençler, hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp, cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve Cehennem azabını tahattur etmezlerse, hayat-ı içtimaiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Bazı, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini […]
Gençler için neler yapılabilir?
Bediüzzaman’ın tabirince gençler nev-i insanın üçte birini teşkil ediyor. Bu üçte birlik toplum kesimi “Hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp, cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve cehennem azabını tahattur etmezlerse, hayat-ı içtimâiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Bazı, bir dakika lezzeti için […]
Gençler ve Teknoloji
Hikâye ve kıssalar, hakîkate birere basamak olur. Yaşanmış olması veya olmaması çok da mühim değildir. Daha çok insana ibretli dersler verir. Veya insanlar anlatmak istediklerini böylece akla yaklaştırmaya ve vermek istediği mesajı kuvvetlendirmeye çalışır. Bizler de şimdi böyle bir hikâye ile meramımızı ifade etmeye çalışalım.
Ahirzamanda Genç Olmak!
Ahirzamanda genç olmak! Ahirzamanda deccaliyet, materyalizm ve inkâr-ı ulûhiyet seli insanları almış sürüklüyor. Hem de sahili olmayan bir okyanusa doğru bu sürükleniş devam ediyor. Bekâsıyla ve ebedî hayatıyla beraber götürüyor. Öyle şefkatli, hamiyetli ve gayretli olmak lâzım ki, bu selin önüne geçilebilsin. Yoksa hasâret-i azime kaçınılmaz bir netice! Bu ahirzaman belâ-yı şedid olarak meş’um ve […]
İnsanın Mânevî Terakkîsi
İnsanın mânevî terakkîsi İnsanın mahiyet-i mâneviyesi var. Bunlar akıl, kalp, ruh, sır, nefis, ahfa, hafi, vs cephesidir. Tekâmül ve tagayyür insanın mânevî mahiyetinde dahi devam ediyor. Çünkü insan manen taallümle tekemmül etmek için yaratılmıştır. Maddî ve mânevî cephesiyle beraber imtihana tabidir. İnsan, maddî ve mânevî tekâmül ile kıymet kazanıyor. Manen terakkî etmek, ilim ile mümkündür. […]
İsm-i Hakîm, Lâtif ve Kuddüs’e mahzariyet
İsm-i Hakîm, Lâtif ve Kuddüs’e mazhariyet Bir insan ism-i Hakîm’e mazhar olsa; onun ağzı hikmet pınarı olur. Konuştukları hak ve hakikat pırlantası olur. O dilden hakikat nebean eder. İnsan, Cenab-ı Hakkın Latif ismine mazhar olsa; kâinatta eşya kesafetten letafete gittikçe mekândan kurtuluyor. Seste letafet var. Onun için mekândan kurtulmuş. Bir anda bir kelimeyi milyon kulak […]
İnsana verilen göz, kulak gibi iki büyük nimet
İnsana verilen göz, kulak gibi iki büyük nimet Cemiyette evham hastalığının asıl sebebi, televizyon ve sosyal medyanın celp ettiği habis ervâh olup, cemiyetin ve hanelerin sâkinlerini ruhen ve manen ifsad ediyor. Hayatın geniş dâiresinde olanlarla, zaten bu mevzuhakkında konuşmak kolay değil. Risale-i Nur’un ölçüleri müvacehesinde olanlar dahi bu mevzuda ölçüyü kaçırmış durumda. Evet, müttaki’ olanlar, […]
İrade, zihin, his ve latife-i rabbaniye
İrade, zihin, his ve latife-i rabbaniye Bediüzzaman ‘irade, zihin, his, latife-i rabbaniye’den bahseder. Bunlar aynı zamanda vicdanın anâsır-ı erbaası(dört unsuru) ve ruhun dört havassıdır. Bu dört hissin her birinin bir gayâtü’l-gayâtı (asıl gayesi) vardır. Allah’a hakîki kulluk ve takva bu dört hassayı şu mecralarda yürütmekle mümkün olur: 1. İradenin gayâtü’l-gayâtı; İbadetullahtır. İrade ibadet etmek için […]
Uhuvvet Rûhu ve Şahs-ı Mânevî
Uhuvvet ruhu ve şahs-ı mânevî Uhuvvet; fenâ fi’l-ihvân ruhu ve tefâni sırrıyla hayat buluyor. Fenâ fi’l ihvân, senin hissiyatına maya olacak. Mıknatıs gibi kardeşlerin ruhu ile imtizaç edecek. Eğer bu olmazsa, enâniyet, gurur, rekâbet gibi hissiyatlar ortaya çıkar. Kıskançlık mikrobu ve illeti devreye girer. Bu durumda kaybeden olacaksın. Hasâret-i azîmeye dûçar olabilirsin. Bediüzzaman’ın “Onun için […]