Kuvâ-yı İnsâniyye Tahdid Edilmediğinden Cinâyeti Büyük Olur.Hayvanın hilâfına, insandaki kuvveler, fıtrî tahdid olmamış. Onda çıkan hayr ü şer, lâyetenâhî gider.
Onda olan hodgâmlık, bundan çıkan hodbinlik, gurur, inad birleşse; öyle günah oluyor (*) ki beşer şimdiye kadar Ona isim bulmamış. Cehennem’in lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir.
Hem meselâ: Bir adam, tek yalancı sözünü doğru göstermek için, İslâm’ın felâketini kalben arzu eder.
Şu zaman da gösterdi: Cehennem lüzumsuz olmaz, Cennet ucuz değildir.(Lemaat)
————————————–
(*) Bunda da bir işaret-i gaybiye var
İnsanın duyguları fıtraten sınırlanmamıştır. Bu nedenle de vasatta kalamıyor ve çok cinayetler işliyor ve de zulümler irtikab edebiliyor.
İnsanlarda hayvanların zıddına ve tersine kuvâlar yanî duygular ve duyular sınırlanmamış ve sonsuz bırakılmıştır. Ondan hayır ve şer, sonu olmayan haller ortaya çıkmaktadır.
İnsanda bulunan duygulardan biri de kendini, nefsini düşünmek ve bundan çıkan bencillik, enâniyet ve kibirlilik, gurûr, inat birleştiği vakit, öyle dehşetli günâh olur ki insanlık bu hele şimdiye kadar bir isim bulamamıştır. Ancak bu hali cehennem paklar ve bu dehşetli zulüm ve günâhlar cehennemle hakîkî cezasını bulabilir, başka bulamaz.
Yaşasın zalimler için cehennem.
“Hem meselâ bir muhteris ve bencil adam tek bir sözünü doğru çıkarmak ve göstermek için dehşetli bir arzu ile İslâmiyet’in felaketini kalben arzu eder. Ne büyük bir helâket!”
Bâkî ÇİMİÇ
bakiiicimic@hotmailicom