Bediüzzaman, Risale-i Nur’dan medet isteyen gençlere dersler verir. Onların cazibedar ahir zaman fitnesinden kurtulmaları için yol gösterir. Gençlik hevesiyle düşecekleri tehlikeleri göstererek iman ve küfür mukayesi ile sefahat ve dalaletin akıbetini gösterir. Gençliğin fani olduğunu, daire-i meşruada kalınmazsa o gençliğin zayi olup, başlarına hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette, kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getireceği ikazlarında bulunur. Gençlerin terbiye-i İslâmiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etmeleri halinde, o gençliğin mânen bâki kalacağını ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacağını hatırlatır.
Bediüzzaman gençler için “Gençlik Rehberi” eserini telif etmiş. Kendi ifadesiyle “Rehber’in” millete, hususan gençlere çok menfaati var.” demiştir. Gençlik Rehberi, Risale-i Nur parçalarındandır. Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir parçası olan ve binler gençleri vatan, millet ve âsayişin menfaatine terbiye eden bu eser gençlerin başucu kitabı hükmündedir. Bu Gençlik Rehberi’ni biraz manaya çevirmek bu hayattan sonra diğer bir hakiki hayatın mevcudiyetini onlara anlatmak ve onları sırf maddîlikten ibaret olmaktan kurtarmaktır. Her eserin tabiî olarak bir gayesi bulunacaktır. Bu eserin de gayesi, dinin yüksek hakikatlarını ana lisânımızla ve herkesin anlayacağı şekilde anlatmaktır. Gençlik Rehberi gençlere gayet menfaatli ve hiç bir zararı olmayan harika bir eserdir. Gençlik Rehberi gençleri serkeşlikten, sarhoşluktan, su-i ahlâktan, su-i isti’malâttan men’ eden bir eserdir.
Bediüzzaman “Tehlikeli vaziyette bulunan gençlere bir ihtarname” başlığı altıda yazdığı bir fıkrada “Risale-i Nur’un genç şakirdlerinin gittikleri istikamet ve iffet ve ittiba-i Sünnet-i Seniye, gençlik noktasında ne kadar kıymettar bulunduğunu ve hakikî ve zevkli gençlik ise, o tarzdaki bahtiyarların gençlikleri olduğunu bir kat daha isbat edip, hakikî genç Türkler kimler olduğunu göstersin.”[1]demiştir.
Bediüzzaman’ın gençlere hitabı: “Ey gençler ve ey İslâm evlâtları! Avrupa’nın size karşı olan merhametsiz zulüm ve adavetine ve batıl efkârına ne akılla muhabbet edip onları taklit ediyorsunuz ve onlara ittibaen sefahetlerine iştirak ve saflarına iltihakla mukabele ediyorsunuz? Onları taklit ve onlara ittibâ ile beraber dâvâ-yı hamiyet yalandır. Milleti istihfaf ve milliyetle istihzadır! Cenâb-ı Hak bizi de, sizi de tarik-i müstakimden ayırmayıp hidayette kılsın. Âmin.”[2]
Elhasıl: “İman ve İslâmiyete şiddet ve dehşetle taarruz ve hücumun beşeriyeti istilâ ettiği en korkunç bir zamanda imanların sarsıldığı, zaîflediği, çürüdüğü ve tahrib edildiği bir hengâmda ehl-i imanın ve insanların hattâ baba oğul ve iki kardeş arasında bile itimadın olmadığı bir vakitte, Risale-i Nur Kur’ân ve iman hakikatlarını tahkikî bir surette ders vermiş. Bu dersleri dikkat ve tefekkürle devamlı olarak okuyup öğrenen bahtiyar kimselerdeki kurumuş imanlara sünbül vermiş, onun mânevî âleminde muazzam bir bahar açılmış, mes’ud kimsenin iman ve fikir âlemindeki meydana gelen o nuranî baharın bahşettiği haz ve zevk, inşirah ve saadet o kimseyi Allah’a ve Resulüne ve İslâmiyete bağlanmış.”[3]
Öyleyse gençlerin bu asrın cazibadar fitnelerinden kurtuluşu hususan Gençlik Rehberi ve Risale-i Nur’un diğer parçalarıdır. Acilen gençleri Risale-i Nur ve Gençlik Rehberi ile buluşturarak bu asrın dehşetli fitnelerinden kurtulmalarını sağlamalıyız.
Abdülbâkî Çimiç
[1] Kastamonu Lahikası, s.217
[2] Nurun ilk kapısı,Baskı:2000, Beyaz Karton Kapak, s.82
[3] Emirdağ Lahikası-II mektupları