Zaman zaman karşılaşıyoruz ve duyuyoruz. Risâle-i Nûr dairesi içine girildiği halde mürşid aranmalı mı? Veya mürşide ihtiyaç var mıdır? Hâlbuki en büyük mürşid Kur’ân’dır. Risâle-i Nûrlar da Kur’ân’ın mânevî bir tefsiri ve dersi olması cihetiyle mürşidlik vazîfesi yapmaktadır. Risâle-i Nûrlara muhatap olanlara “Fakat şeyhi olmayan, dâireye girdikten sonra, ancak dâire içinde mürşid arayabilir.( Lem’alar,2005,s:632)” tespiti […]
Kategori: Risâle-i Nûr Makàleleri
Risâle-i Nûrları;Şerh,İzah ve Tanzim
Aziz kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim, Fihristeyi, taksimü’l-â’mâl tarzında mütesanid heyetinizin şahs-ı mânevîsine tevdiiniz çok güzeldir. Tam ve daimî bir üstad buldunuz. O mânevî üstad, bu âciz kardeşinizden çok yüksektir; daha bana ihtiyaç bırakmıyor.(Kastamonıu Lâhikası – Mektup No: 11 ) Bu mektubun tasnifini şöyle düşünüyorum: 1.Aziz, kıymettar, sadık ve sebatkâr kardeşlerim,=> Üstad burada talebelerine motivasyona […]
Risâle-i Nûrlar Sefine-i Nuh Gibidir
“Risâle-i Nûr, sefine-i Nuh gibi, Anadolu’yu cebel-i Cudî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tokatından kurtulmasına bir sebeptir.” (Kastamonu Lâhikası, 2006, s:178) Bedîüzzamân Hazretleri Risâle-i Nûrları Sefine-i Nuh’a benzetiyor. Bu benzetme elbette ki çok önemli. Nuh’un (as) zamanındaki tufan maddî bir tufan idi. Ve Nuh’a (as) imân edenler ve inananlar gemiye binerek dâvete icabet ettiler […]
Nûr Talebelerinin Vasıfları
Nûr Talebelerinin Vasıfları * İhlâs kàideleriyle hareket ederler. Çünkü “vasıta-i halâs ve vesîle-i necatın ancak ihlâs ile olacağını bilirler.”* İktisadı esas tutarlar. Çünkü “kanaat eden iktisat eder, iktisat eden bereket bulur” hakîkatine uyarlar.* Tamah göstermezler. “Hırs ve tamah yerine “Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah’tır.”( Zâriyât Sûresi, 51:58.) âyet-i […]
On Hakîkî Müttehid Adam
İttihâd; fikirlerin birbirine kaynaşması, dayanışma ve yardımlaşmada birlik aynı fikir etrafında birleşmedir. Tesânüd için ise üç elifin bir çizgi üzerinde maksatta birbirini desteklemesi, yardımlaşma ve dayanışması olarak düşünebiliriz. İttifâk ise fikirlerde birlik, fikri beraberlik veya birleşme ve söz birliği etmedir. Mesela müslümanlar fikrî olarak ittifâk yapmalıdır. Binlerce ittifâk noktaları vardır. Ancak ittifâk ve ittihâd hüdâdadır. […]
Şâhs-ı Mânevînin Azaları
Şâhs-ı Mânevînin Azaları Risâle-i Nûr hizmetinin ihlâs, sadakat ve tesanüt sıfatlarından tezahür eden bir şahs-ı mânevîsi olduğunu biliyoruz. Bu şahs-ı mânevînin de çok kerametlere mazhar olduğunu okuyoruz. Şöyle ki; ”Evet, velâyetin kerameti olduğu gibi, niyet-i hâlisanın dahi kerameti vardır. Samimiyetin dahi kerameti vardır. Bahusus, lillâh için olan bir uhuvvet dairesindeki kardeşlerin içinde, ciddî, samimî tesanüdün […]
Risâle-i Nûr’da Şâhs-ı Mânevî
Risâle-i Nûr’da Şâhs-ı Mânevî Şahs-ı mânevî; bu kavramı ilk defa Risale-i Nur eserlerini okuduğumda duyduğumu belirtmek isterim. Sosyal hayatta kullandığım zaman da çoğu insanın bu kavramdan haberi olmadığını çok yaşadım. Hatta açıklamaya gayret ettiğim zamanlarda muhataplarımın pek ikna olmadıklarına şahit olmuşumdur. Çünkü geleneksel olan şahıs endeksli bir kültürden gelen insanlarımızın pek alışık olmadığı bir kavramdı […]
Arş-ı Kemâlât Miraçları
Arş-ı kemâlât: Olgunlukların, mükemmelliklerin zirvesi, olgunluğun en yüksek derecesidir. Mârifet-i Sânii: Eşyayı tam bir hüner ve san’atla vücûda getiren sanatkârın mârifetidir.İnsanın vazîfe-i fıtratı arş-ı kemâlât olan en yüksek dereceye çıkarak Allah’a hakîkî kul olması ve rıza makâmına ulaşmasıdır. Allah, insanı arş-ı kemâlât derecesine çıkabilecek isti’dâdda yaratmış ve ona gayr-ı meş’ur hisler derc etmiştir.” İnsanın meşhur […]
Risâle-i Nûr’a mı bakmak, Risâle-i Nûr’la mı bakmak?
Bizler Risâle-i Nûr’a mı bakıyoruz, yoksa Risâle-i Nûrla mı bakıyoruz? Göz kusuru olan bir kişi bu kusurunu gidermek için gözlük kullanmak durumundadır. Gözlük kullanan bir insan gözlüğe mi bakar, yoksa gözlük ile mi bakar? Biliriz ki gözlük kullanan bir kişi gözlüğe değil, elbette ki gözlük ile hayata bakar. Hâdisât-ı âleme gözlük ile mülâki olur. Çünkü […]