Sabri kardeş, Sabırlı ol; ehemmiyetsiz ve zararsız olan vehmî ve asabî hastalığına ehemmiyet verme. Şifaya dua edilmekle beraber, zararsız, hatarsızdır. Çünkü, eğer hatarat, seyyie ise, nasıl ki aynada temessül eden pislik, pis değil ve aynadaki yılan sureti ısırmaz ve ateşin timsali yakmaz. Öyle de, kalbin ve hayalin aynalarında rızasız, ihtiyarsız gelen pis ve çirkin ve […]
Kategori: Risâle-i Nûr Makàleleri
Fırsatı Ganimet Bilmek
İğtinâm-ı fırsat; fırsatı ganimet bilmek, fırsatı kaçırmamak, fırsattan istifâde etmektir. Esâsında hayat büyük bir nimettir. Zaman ise o nimeti gayat’ül gâyata sevk etmekte istimâl edilecek en önemli zemberektir. Fırsatlar stok edilmez önemli bir hakîkattir. O halde hayatımızın en önemli gâyesi Kur’ân ve sünnet-i Resûlullah(sav)’ı asrımıza en eşmel ve mükemmel bir sûrette tefsîr eden Risâle-i Nûrları […]
Vahiy ve İlhâmın Mâhiyeti
Vahiy ve ilhâmlar tereşşuhât-ı gaybîye ve tezâhürât-ı mânevîyedir. Gaybî ve gizli sızıntılar ve damlalar, mânevî görünüşler ve ortaya çıkışlardır. Allah’ın emirlerini ve yasaklarını, peygamberlerine melek vâsıtasıyla veya vâsıtasız olarak bildirmesi vahiydir. Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de meâlen buyuruyor ki: “O (Muhammed aleyhissalâtü vesselâm) boş şey söylemez. Yalnız vahyedileni söyler.” 1 İlhâm ise, belli bilgi vâsıtalarına başvurmadan Allah […]
İhlâs ve Siyâset
İhlâs, kalbî bir ameldir. Kullukta harika sadâkat ve fevkalâde metânettir. İhlâs, İslâmiyetin bir esâsıdır. Rızâ-i İlâhî cihetinde Kur’ân’ın ders verdiği hükümler ve kudsî hakîkatlere ait harekât ve a’mâldir. Hakîkat-i ihlâs, rızâ-yı İlâhîden başka hiçbir şeye âlet ve tâbi olamaz ve Kur’ân’dan başka hiçbir nokta-i istinâdı yoktur. “İnsanın çekirdeği olan kalb, ubûdiyet ve ihlâs altında İslâmiyetle […]
Risâle-i Nûr’un Lisânı,Şeâir-i İslâmiyedir
Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’nin Risâle-i Nûr’un vazîfeleri arasında çok önemli noktaların olduğunu da beyan eder:Meselâ; Risâletü’n-Nûr,”hakîkat-i İslâmiyenin içinde cereyan edip gelen esâs-ı velâyet ve esâs-ı takvâ ve esâs-ı azîmet ve esâsât-ı Sünnet-i Seniye gibi ince, fakat ehemmiyetli esâsları muhâfaza etmek bir vazîfe-i aslîyesidir. Sevk-i zarûretle, hâdisâtın fetvâlarıyla onlar terk edilmez.(Kastamonıu Lâhikası – Mektup No:49)” denilmektedir. Bu […]
Ecnebi diyarında yapılan zarûretten verilen fetvalara diyar-ı İslâmda verilmez
Sadeleştirme mes’elesi tartılışırken o kadar fazla kıyas-ı fâsid yapılıyor ki, insan şaşırıyor kalıyor. Hâlbuki Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri bizlere öyle mükemmel prensipler göstermiştir ki, onları atlamak ve sadece aklımızla mes’eleleri çözmeye çalışmak işi içinden çıkılmaz noktalara getirebiliyor. Risâle-i Nûrları sadeleştirme çalışmalarını tercüme ile eş tutmaya çalışanları görüyoruz. Hiç sadeleştirme ile tercüme aynı mânâda kabûl edilebilir mi? […]
Risâle-i Nûr’un Lisânı
Bizi bilen ve ta’kîb edenler bilirler ki münâkaşalı konulara girmeyiz. Ancak Risâle-i Nûr üzerine tartışmalara bigâne kalamayız ve özellikle Risâle-i Nûrlarun rûh-u aslîsine dokunan böyle ciddi bir konuda da susmayız. Çünkü Üstâd’ımız şerh ve izâh harici bir şey yazanlara soğuk bir muaraza olacağını bildirir. İlgili kısım şudur: “Eğer biri, dairemiz içinde nefsin enâniyet-i ilmiyeden aldığı […]
Uyarı ve Tebliğ Vazîfesi
Risâle-i Nûrları sadeleştirme mes’elesi çok ciddi bir planlama ile gündeme getirilmiş önemli bir hâdisedir. Nûr Talebelerinin kendi te’lîfi gibi kabûl ettikleri bu eserleri sadeleştirme fiili ile ilişilmesi halinde elbetteki çok ciddî münâkaşa olacağını birileri hesaplamış olmalılar. Bu noktadan çok müteyakkız olunmalıdır. İlmî deliller ile ve aldanan ehl-i imân ise onlara mes’elenin ciddiyetini izâh etmek gibi […]
Risâle-i Nûrlar Sadeleşmez
Risâle-i Nûrların me’hazı Kur’ân’dır. Risâle-i Nûrlar bu Anadolu’ya kök salmıştır. Hiç bir güç ve kuvvet Risâle-i Nûrları Anadolu’nun sinesinden söküp atamayacaktır. Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri “Saîd yok, Saîd’in ehliyeti de yok; Konuşan yalnız hakîkat-i Kur’âniyedir.” der. Kimin haddi var ki, o Kudsiye-i Kur’âniyenin mucîze-i mânevîyesine dokunsun ve zarar versin. Lütfen akıllarını başlarına alsınlar. Çünkü Üstâd Bedîüzzamân […]