İnsanın Vazîfe-i Fıtratı

İnsanın Vazîfe-i Fıtratı İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; Halık-ı Kainat’ı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır ve iz’an ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir.(Yedinci Şua) İnsanın en evvel ve en büyük vazifesi, tesbih ve tahmiddir. Evvelâ mazi, hal […]

Bedîüzzamân Saîd Nursî

  Bedîüzzamân Saîd Nursî Bedîüzzamân Hazretlerini bir haftaya sığdırmak mümkün müdür? Elbette değildir. Çünkü O asırların adamıdır.  Asr-ı saadetin izdüşümlerini asrımıza taşıyan ve yaşayan bir müceddid, müçtehid ve mütefekkirdir. Onun içindir ki Bedîüzzamân’ı bir hafta ile anlamak ve kutlamak elbette yeterli değildir. Ancak böyle haftalar en azından Bedîüzzamân’ın, özellikle davasının ve Risâle-i Nûrların gündeme gelmesi […]

Bismillâh Her Hayrın Başıdır

   Bismillâh Her Hayrın Başıdır Bismillâh bir intisaptır, bir bağlanmadır. Düşünelim ki çölde seyahat eden iki adam biri padişahın ve reisin adını alsa, diğeri almasa. Padişahın adını almayan gururlu adam uzun seyahatinde ne tür sıkıntılar çekeceği, ne tür meşakkatlere gireceği herkesin malumudur. Ancak bir padişahın ve reisin adını alan bahtiyar kişi her yerde O padişahın […]

Yaslanmak, Yararlanmak ve Nûrlanmak

Yaslanmak,Yararlanmak ve Nûrlanmak  Yukarıya aldığım başlıkla yazmayı ve yazmamayı çok düşündüm. Farklı anlaşılmaktan da endişe ettim. Ancak marziyatımı da anlatmak gerektiğini düşündüm ve bu düşünce âlemimde ağır bastı ve yazma gereği duydum.  Başlığa üç kelime aldık.  Birincisi “yaslanmak”,ikincisi” yararlanmak” ve üçüncüsü de “nurlanmak”.  Bu kelimelere niçin ihtiyaç duydum onu ifade etmek isterim. Daha önceleri okuduğum […]

Şeriat-ı Garrâdaki Medeniyet

Şeriat-ı Garrâdaki Medeniyet Dediler: “Şeriat-ı garrâdaki medeniyet nasıldır?” Dedim: “Şeriat-ı Ahmediyenin (asm) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise ki, medeniyet-i hazıranın inkişâından inkişaf edecektir. Onun menfi esasları yerine, müspet esaslar vaz’ eder. Şeriat-ı garrâdaki medeniyeti beş esasta toplayabiliriz.Bunlar: 1. İşte nokta-i istinad, kuvvete bedel haktır ki, şe’ni adalet ve tevazündür. 2. Hedef de, menfaat yerine […]

Yaratılış Gàyesi

Kâinatın ve insanın yaratılmasının sırları ve hikmetleri ile ilgili pek çok soru sorulabilir. Bunlar insanlığın en büyük soruları olmalıdır. Bu sorular; ”Kâinat niçin yaratıldı? İnsanın yaratılmasının sırrı ve hikmeti nedir? Ben kimim? Nereden geldim ve nereye gidiyorum? Bu dünyada vazifem nedir?”diye çoğaltılabilir. İnsanın öncelikli vazifelerinden birisi de bu sorularına aklını ve kalbini tatmin ve ikna […]

Maddî ve Mânevî Mideler

Otuzuncu Lem’a “İsm-i Azam” Risalesi olarak da bilinen bölümde çok enteresan izahlar ve konular vardır.Bunların birisi de “Mideler” olarak küçükten büyüğe doğru açıklanan izahlardır.Varlığı, dirliği her an için olup gökleri ve yerleri her an için tutan, her şeye, her hususta iktidarı yeten Zât-ı Hayy-ı Kayyûm, bu kainatta gizli hazinelerini izhar etmek, görmek ve görünüp bilinmek […]

Hacdaki Hikmetler

Âlem-i İslâm’ın çektiği sıkıntılar hepimizin yüreğini sızlatıyor ve ferec ve fütûhât ne zaman gelecek diye muzdarip bir vaziyette bekliyoruz. Çünkü Müslümanların yaşadığı musîbetler ve felâketler bizleri derinden üzüyor, bu musîbetlerin altında yatan hikmetlerin neler olabileceği yönünde düşüncelere sevk ediyor. Bu musîbet ve sıkıntıların kader ciheti ile hikmetleri neler olabilir? Bu sorunun cevabı olarak musîbetlerin altında […]

Er-Rahmân ve Er-Rahîm Tecellileri

“İnsanın nefsi, rahmâniyetin cilveleriyle, kalbi de rahîmiyetin tecelliyatıyla nimetlendikleri gibi, insanın aklı da hakîmiyetin letâifiyle zevk alır, telezzüz eder.” 1 Bu mânâda Bediüzzamân Hazretleri’nin şu gelen tesbiti de çok ma’nîdârdır: “Ve hem bil ki, Rahmâniyet, rahîmiyet, hakîmiyet, âdiliyet gibi tabirler, Cenâb-ı Hakk’ın hem isim, hem fiil, hem sıfat, hem şe’nlerine işaret ederler.” 2 Rahmâniyet cilvesi, […]