Kuvve-i hayâliye, mâhiyet-i insâniyenin bir hizmetkârıdır. Bâtınî bir hasse, hattâ insaniyetin bir kuvâsı ve hâdimidir. Ancak bu hizmetkârı dünya lezzetleri tatmin etmemektedir. Mâhiyet-i insâniye, ebediyetle fıtraten alâkadardır. Bu alâkadarlık cihetiyle de özellikle kuvve-i hayâliye dünyaya sığmamaktadır. Ancak insanın kuvve-i hayâliyesi îmânın meyvelerinin lezzetiyle mesrur olabilir. İnsanın, emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları dairesi, gözü, hayâli […]
Kategori: Makàleler
Kuvve-i Akliye-i Melekiye ve Zihin
Kuvve-i akliye-i melekiye insana; nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz için verilmiştir. İdrâk, anlama ve tefekkür âleti olan kuvve-i akliye, insana has düşünme ve eşyanın sebeplerini yakalama ve esmâ lisânı ile tanıma melekesidir diyebiliriz. İnsan akıl ve fikir cihetiyle bütün mahlûkatın üzerinde bir mevkî almıştır. Akıl, hazine-i ilâhiyenin definelerini açmak için bir anahtar […]
Rızâ-i İlâhî
Rızâ-i İlâhî Allah (cc) Kur’ân-ı Kerîm’de meâlen buyuruyor ki: “Dünyâ malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey yanınızda kalmayacaktır. Ancak Allah rızâsı için yaptığınız iyilikler ve ibâdetler sizinle berâber kalacaktır.”1 Bir hadîs-i kudsîde de Allahü teâlâ “Kim benim kazâma rızâ göstermez, verdiğim belâya sabretmez ve nîmetlerime şükretmezse, benim yerimden ve göğümden çıksın. Kendine benden başka Rab arasın”2 […]
Ehvenü’ş-şer Bir Adâlet-i İzâfiyedir
Ehvenü’ş-şer Bir Adâlet-i İzâfiyedir Muhâkemat’ta “Hilkatte hayır asıl, şer ise tebeîdir. Hayır küllî, şer cüz’îdir” 1 şeklinde çok mühim bir cümle vardır. Münâzarât’ta ise “Ehven-i şer ise bir adalet-i izafiyedir. Heyhât! Âlemin her halinde hayr-ı mahz olamaz” 2 denilmektedir. “Her şey zıddı ile bilinir” tesbiti mühim bir kâidedir. “Evet, herşey ya hakîkaten güzeldir, ya bizzat […]
Tefekkür
Tefekkür Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan’ın “Tâ düşününüz”1, ”Tâ düşünsünler”2, “Onlar kendi üzerlerindeki ilâhî san’at mu’cizelerini hiç düşünmezler mi? Gökleri ve yeri ve her ikisi arasındakileri Allah yaratmıştır”3 gibi âyetleri ve hadîs-i şeriflerde de “Allah’ın nimetlerini tefekkür edin; O’nun zâtını tefekkür etmeyin. Çünkü buna güç yetiremezsiniz”4, “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibâdetten hayırlıdır”5 beyanları tefekküre teşvik ediyor. […]
Âfâktan Enfüse Tefekkür
ÂFÂKÎ TEFEKÜR1. Âfâkî malûmat, yani hariçten, uzaklardan alınan malûmat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor.2. Fakat âfakî, haricî, umumî ahvâlâta teemmül ettiğin vakit, sathî, icmâlî düşün, tafsilâta geçme.3. Hem de âfakî tefekkür, dipsiz denize benziyor, sahili yoktur. İçine dalma, boğulursun.4. Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin.5. Aksini yaptığın takdirde, kesret fikrini dağıtır.6. Evham ise havalandırır, enâniyetin kalınlaşır.7. Gafletin […]
Yahûdî Milletinin Âkıbeti
Yahûdî Milletinin Âkıbeti “Hem Yahûdî milleti hırs ile ribâ ile hile dolabı ile rızıklarını zilletli ve sefaletli, gayr-ı meşru ve ancak yaşayacak kadar rızıklarını bulması ve sahrânişinlerin, yani bedevîlerin, kanaatkârâne vaziyetleri, izzetle yaşaması ve kâfi rızkı bulması, yine mezkûr dâvâmızı katî ispat eder.(Lemalar)” Soru: Burada Yahûdî milletinin ancak yaşayacak kadar rızık bulması ne anlama geliyor. […]
Yeni Asya Düşüncelerim
Yeni Asya’nın 50. Yılı” Hakkında Düşüncelerim Benim için Yeni Asya’nın yeri ve değeri çok farklıdır. Yeni Asya ile dostluğum Risâle-i Nurları tanımam ile başladı. Önce Risâle-i Nurları tanıdım ve sonra kısa süre içerisinde—bir yılda— Külliyatı okuyarak bitirmek nasip oldu.İşte bu süre içerisinde Yeni Asya’yı da tanımaya ve okuduğum Risâle-i Nur hakikatleri ile Yeni Asya’ya bakmaya […]
Hürriyet-i şer’iyye
Hürriyet-i Şer’iyye Hürriyet meselesini Bedîüzzamân mükemmel izahlarla hiçbir itiraza mahal bırakmayacak netlikte tefsir ediyor ve bütün akılları ve kalbleri tatmin ediyor. Bedîüzzamân hürriyette “insan her ne sefahet ve rezalet işlerse, başkasına zarar vermemek şartıyla birşey denilmez ” (1) anlayışını kabul etmediğini söylüyor.” Öyleleri hürriyeti değil, belki sefahet ve rezaletlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi […]