Bediüzzaman ve Kürd Neşr-i Maârif Cemiyeti
Bediüzzaman Said Nursi’yi 27 Ocak 1910’daki Kürd Neşr-i Maarif Cemiyeti’nin veya Şark vilayetlerinde çağdaş eğitimi ve bilimleri neşr etmek gayesiyle kurulan önemli bir eğitim kurumunun kurucuları arasında görüyoruz. Bediüzzaman, Kürd Neşr-i Maârif Cemiyeti’nde kurucu olarak görev alıyor ve Osmanlı Devleti’nin desteğiyle Sirkeci’de zeki Kürd çocukları için ilkokul açılıyor: 15 Muharrem sene 328 – fi 14 Kânun-ı Sani sene 325 (27 Ocak 1910). Evvela şunu belirtmeliyiz ki, bu konuda ciddî mânâda tahrif ve saptırmalar söz konusudur. Zira bazı bilim adamları, 1910’de kurulan Kürd Neşr-i Ma’âif Cemiyeti ile 30 Aralık 1918’de kurulan Kürdistan Te’âli Cemiyeti’ni birbirine karıştırmışlardır. Kürd Neşr-i Ma’ârif Cemiyeti tamamen müstakil ve sadece eğitim ve akademik gayelerle kurulmuş bir cemiyettir; diğeri ise siyasi ve bağımsız Kürdistan’ın kurulmasını gaye edinen bölücü bir parti niteliğindedir. Ayrıca kuruluş tarihleri arasında on senelik bir fark bulunmaktadır ve hatta ikincisi kurulduğunda birincisi fiilen kapanmıştır. Üzülerek belirtelim ki, Cumhuriyet dönemindeki kaynakların önemli bir kısmı bu tahrifattan etkilenerek, Bediüzzaman’ı Kürdistan Te’âli Cemiyeti kurucular arasında gösterme gayreti içine girmişlerdir. Cumhuriyet hükümetleri ise bu hatayı bilerek veya bilmeyerek istihbarat raporlarında tekrarlaya gelmiştir.
Kürd Neşr-i Ma’ârif Cemiyeti’nin kurucuları arasında Bediüzzaman Hazretleri vardır ve kurucuları şöyledir:
*Bedirhan zâde Emin Âli Bey,*Dr Abdullah Cevdet Bey,*Bedirhan zâde Midhat Bey,*Erzurum Mebusu Seyfullah Bey,*Hakkâri Meb’usu Taha Efendi,*Van Meb’usu Tevfik Bey,*Bedirhan side Kimil Bey,*Bedirhan zâde Abdurrahman Bey,*Genç Meb’usu Mehmed Efendi,*MirSeyfettin-zâde Huseyin Avni Bey,*Miralay Mahmud Sami Bey,*Mısır Mahkeme-i Şer’iyede muvazzaf Diyarbekirli Mehmed Faik Efendi,*Bediüzzaman Sa’îd Efendi,*Mutlüli Halil Hayati Efendi,*Kürdizâde Ahmed Râmiz.
Osmanlı Devleti bu Cemiyeti’n kurucularını ve gayesini takdir ettiğinden, 24 Eylül 1910 tarihinde (Maalesef çoğu kaynaklarda 1908 yahut 1918 yılları verilmektedir ki, tamamen yanlıştır)” Sirkeci Hocapaşa Mahallesi’nde Şark Vilâyetleri’nden getirilecek zeki Kürd çocuklarının eğitilmesi için bir İlkokul açılması gayesiyle bütçeden tahsisât ayırmış ve yardımcı olmuştur. Bu konuda İstanbul Valiliği’ne gerekli ta’limatlar verildiğini aşağıdaki yazıdan anlıyoruz.
Dâhiliye Nezâreti Muhâberât-ı Umûmiye Dâiresi (Şube 4), Evrak Numarası 3089, 18 Kânün-ı Sâni sene 325 (31 Ocak 1910)
Hülâsa: Kürd Neşr-i Ma’ârif Cemiyeti tarafından küşâd edilecek mekteb hakkında. İstanbul Vilâyeti Vekâlet-i Behiyyesi’ne Kürd Neşr-i Ma’ârif Cemiyeti tarafınan Mekteb-i Meşrûtiyet nâmıyla Kürd çocuklarının ta’lim ve tedrisine mahsûs olmak üzere Divânyolu’nda Hocapaşa Mahallesi’nde Şarkiye Caddesi’nde yüz yetmiş beş numaralı hânede küşâdına ruhsat i’tâsı istid’â olunan mekteb-i ibtidâinin te’sis ve küşâdında mahzur olmadığı gibi müdir ve muallimlerinin de mâni’ istihdâm ahvâli bulunmadığı anlaşılmasına binâen mezkûr hânenin vergisi ile rüsûm-ı sâiresi kemâ-kân mutasarrflıkdan istihsâli ve hin-i küşâdın Ma’ârif-i Umûmiye Nizâmnâmesi’nin yüz yirmi dokuzuncu ahkâmına rü’yet olunmak üzere ifâ-yı muktezâsı husûsuna Şürây-ı Devlet karârıyla bi’l-istizân irâde seniyye-i cenâb-ı hilâfet-penâhi şeref-sudûr buyurularak Ma’ârif ve Maliye nezâret-i celilelerine tebliğ-i keyfiyet olunduğu bâ-tezkire-i sâmiye izbâr buyurulmuş olmakla mûcebince ifâ-yı muktezâsı bâbında.Tebyiz.[1]
Elbetteki herkes gibi biz de böyle bir Cemiyeti’n inşasına teşebbüs ettiği bu mektebin akıbetini merak ediyoruz. Esefle ifade edelim ki, İttihâd ve Terakki Hükümeti’nin irticâ’ paranoyası sebebiyle, bu manadaki bütün faaliyetleri de tamamen neticesiz kalmış ve Cemiyet kendiliğinden kapanmıştır. Ancak Cemiyeti’n kurucuları arasında Bediüzzaman’ın hayranı olan Kürdi-zâde Ahmed Râmiz Efendi’nin ve büyük âlimlerin bulunması dikkat çekicidir. Dikkat edilirse bu teşebbüs, Bediüzzaman Hazretleri’nin yeni bir gazete çıkarma teşebbüsleri sonrası başlamıştır.[2]
Cemiyyetin nizamnamesi aynen şöyledir ve asla siyaset kokmamaktadır:
Kürd Neşr-i Ma’ârif Cemiyeti Ta’limnamesi
1. Kürd Neşr-i Ma’irif Cemiyeti namıyla münhasıran ilmî ve müstakil, İstanbul’da bir cemiyet teşekkül etmiştir.
Cemiyeti’n Maksadı
2. Cemiyeti’n maksadı evlâd-ı vatan içinde en ziyâde nimeti ma’âriften mahrum bırakılmış olan Kürdler arasında ma’ârif ve sanâyii neşr ve tamim etmektir.
3. Cemiyet şimdilik İstanbul’da Kürd çocuklarına mahsup ibtidâi bir mekteb tesis ve ihyâsı ile meşgul olacak ve ahvâli maliyesi erbâb-ı hamiyet ve gayretin muaveneat-ı insaniyetkâranesiyle müsa’id bir hale geldikçe ekseriyet-i sekenesi Kürd olan kasaba ve karyelerde ve bit-tercih muzlim bir halde kalan aşâir ve kabail arasında mektebler tesis ve teksiri ile izalesi cihetlerine çalışılacaktır.
14. maddeye kadar teşkilât.
15. Azay-ı müessisenin ittifak veya ekseriyet-i ârâsı ile işbu Ta’limnamenin tevzi ve tadili mücazdır.[3]
Kürd Te’ali Cemiyeti ile Kürd Neşr-i Ma’arif Cemiyeti farklıdır
Kürd Te’ali Cemiyeti ile Kürd Neşr-i Ma’arif Cemiyeti arasında organik bir bağ yoktur ve maksatları da aynı değildir. Tarık Zafer Tunaya, bu cemiyetin kuruluşunu 1919’da demişse de, neşrettiği belgenin tarih ve kaynağını kaydetmemiştir. Ancak belgeyi, öylesine işlemiştir ki, mütalaa edenler, Bediüzzaman’ı Kürd Te’ali Cemiyeti üyesi zannederler. Halbuki ikisi arasında hiç bir alaka yoktur. Bediüzzaman, İstanbul’a ilk defa geldiği 1907’lerden beri, şarkta bir Dar’ülfünûn açılmasını müdafa’a ettiği zaten bilinmektedir. Hatta Sultan Reşad’dan bu gaye ile belli bir tahsisat da almıştır. Zira Bediüzzaman, şarkta maarifin geliştirilmesi ve bir üniversite açılması için başından beri gayret göstermektedir.
Abdülbâkî Çimiç
[1] BOA(Başbakanlık Osmanlı Arşivi),DH, UMUM, 60/2-1,19 N 1328(24 Eylül 1910)
[2] ABIBSNİŞ; Cilt-I, s.690-696
[3] ABIBSNİŞ; Cilt-I, s.692