1.İhlâs ve siyâset “Otuz beş senedir ki, siyâseti bırakmıştım ve Nurculara da “Bırakınız!” diyordum. Sebebi, siyâset ihlâsı kırar.”[1] Görüldüğü üzere “siyâset ihlâsı kırar” hükmü Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ne aittir. Elbette ki ihlâsı kıran siyâset menfî tarzda istimal edilen ve hizmet esaslarına riayet etmeden rıza-i ilâhi odaklı değil, netice ve menfaat odaklı bir siyâsettir. Hem “Menfaat üzerine […]
Yazar: Feyz-i Nur
Nur’un Kara Sevdalısı: Zübeyir Gündüzalp
Nur’un Kara Sevdalısı: Zübeyir Gündüzalp Zübeyir ağabey Üstadımızın “Bazan bir iki adam, bine mukabil geliyor.”[1] ifadesine mukabil gelen ender bir şahsiyettir. Ayrıca Üstad’ın “Konya kahramanı Zübeyir”[2] ve “Hakikî fedakâr Zübeyir”[3] taltiflerine mazhar olmuştur. “Zübeyir’in hararetli mukabelesi, Nurlarla iştigalleri güzel bir ilânat hükmüne geçti.”[4] Diyen Üstad Hazretleri Zübeyir ağabeyin Risâle-i Nurlarla iştigalini numune-i imtisal olarak göstermiştir. […]
Sırat-ı Müstakîm Ashâbı
Sırat-ı müstakîm ashabı Serîüsseyir olan bu zamanın evlâdı harîkalar asrındadır. Zaman, âhirzaman asrında çarhlarını döndürmekte ve kader hükmünü icra etmektedir. Yaşanan hâdiseler ispat etmektedir ki, her şey aslına rücû etmekte ve verilen ihbâr-ı gaybîler tahakkuk etmektedir. Kur’ân’ın mânevî bir mucîzesi ve âhirzaman asrına bir dersi olan Risâle-i Nur, âhirzaman asrının kıyamete kadar yaşanacak olan hâdiselerinin […]
Tavizsiz İstikrâr Çizgisi:Yeni Asya
Tavizsiz istikrar çizgisi: Yeni Asya Biz O’na “Hakikatin gür sesi, Yeni Asya Gazetesi” dedik. Çünkü O,’Gerçekten Haber Verir.’ Öncelikle ‘Hakkın hatırını âli bilir.’ Yeni Asya, Bediüzzaman Hazretleri’nin “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır.” Cümlesini serlevha yapmıştır. Çünkü “Asya kıt’asının ve istikbâlinin keşşâfı ve miftâhı şûradır. Yani, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt’alar dahi o […]
Cüz-i ihtiyârînin üssü’l-esâsı meyelân
Cüz-i ihtiyârînin üssü’l-esâsı meyelân “Cüz-i ihtiyârînin üssü’l-esâsı olan meyelândır.”[1] Meyelân ise meyletmek, meyil göstermek, yönelmek, istek mânâsındadır. Meyelânın muzâafı olan ise arzudur. Meyelân kalbin temâyülâtından geldiği gibi; nefis, his ve hevesten de tevellüd edebilir. Beşerin kendi meylini kuvveden fiile çıkarmasına vesile olan da meyelân-ı fıtrîyesidir. Bediüzzaman Hazretleri’nin “Kadınlığın fıtratında çocuk okşamak ve sevmek meyelânı var.”[2] […]