Bediüzzaman’ın Ferah Tiyatrosu’daki konuşması

Belgelere göre Ferah Tiyatrosu Hâdisesi 21 Ocak 1909[1]’da vuku bulmuştur. Bediüzzaman Divan-ı Harb-i Örfi’de çeşitli hadiselerin yatıştırılması ve daha büyük hadiselerin vukuu bulmaması için nasıl gayret ettiğini ise şu ifadeleriyle anlatıyor: ”Kaç defa, büyük içtima’larda heyecanları hissettim. Korktum ki; avam-ı nâs siyasete karışmakla, asayişi ihlâl etsinler. Bir Kürt talebesinin lisânına yakışacak lâfızlarla heyecanı teskin ettim. […]

Bediüzzaman’ın hamallara yaptığı telkinat

Ekim 1908’de İstanbul’da yirmi bine yakın hamal bulunuyordu. Hüseyin Câhid gibi yazarların tahrikleriyle Avusturya’dan gelen mallara karşı boykot başlatılmıştı. Başta bazı İttihad ve Terakkîciler olmak üzere, herkes camilerde, evlerde ve dükkânlarda Avusturya mallarını almamaları için tahrik ediliyordu.[1] Şarklı olan bu kimselerin saflıklarından istifade eden bir takım particiler hem onları iğfal etmek, hem de Şark Vilayetleri’ni […]

Bediüzzaman’ın El-Ezher Şeyhi Bahît Efendi ile görüşmesi

Ezher Reis’ül-Ulemâsı Şeyh Muhammed Bahît Efendi’nin Bediüzzaman ile görüşüp tanışması Meşrûtiyet’in ilânının ilk yılına rastlamaktadır. Çok yönlü bir âlim olan Muhammed Bahît, Risâle-i Nur’da kendisinden söz edilen önemli şahsiyetlerden birisidir. Daha çok genç yaşta İstanbul’a gelip kendisine sorulan her soruya ikna edici cevaplar veren Bediüzzaman, ulemanın ve özellikle Meşihat dairesindeki âlimlerin dikkatini çeker. Vermiş olduğu […]

Kuvveti cehil ve vahşet olan istibdad…

Bediüzzaman’ın meşrûtiyet ve hürriyet tespitlerinden sonra, istibdad tespitlerini de toparlamamız ve tasnif etmemiz elzem oldu. Çünkü meşrûtiyet ve hürriyet güneşi, istibdad denilen yırtıcı devin nefesini kesecek ve insanlık böylece sulh-u umûmîyi yaşamış olacak inşâallah. İstibdadın vahşi prensipleri yerine, İslâmiyet’in ter-ü taze hürriyet prensipleri vaz’ edilecek. “İnşâallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü […]