“Evet, dünyada en yüksek hakîkat, peder ve validelerin evlâtlarına karşı şefkatleridir.(Yirmi Birinci Mektup)”
Hâlis muhabbet, fıtrat-ı insaniyede ve umûm validelerde derc edilmiştir. İşte bu hâlis muhabbete tam mânâsıyla validelerin şefkatleri mazhardır. Valideler, o sırr-ı şefkatle, evlâtlarına karşı muhabbetlerine bir mükâfat, bir rüşvet istemediklerine ve talep etmediklerine delil; ruhunu, belki saadet-i uhreviyesini de onlar için feda etmeleridir. Tavuğun bütün sermayesi kendi hayatı iken, yavrusunu itin ağzından kurtarmak için-Hüsrev’in müşahedesiyle-kafasını ite kaptırır.(17.Lem’a)
Ve kezâ, validelerin şefkatleriyle nimetlenen çocukların sayısınca nimetleri tazammun edip ona göre hamdlere, senâlara kesb-i istihkak edenlerden birisi de rahîmiyettir. Evet, annesiz aç bir çocuğun ağlamasından müteessir ve acıyan bir vicdan sahibi, elbette validelerin çocuklarına olan şefkatlerinden zevk alır, memnun ve mahzuz olur. İşte, bu gibi zevkler birer nimettir, hamd ve şükürler ister.(29.Lem’a)
Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse, “En leziz ve en tatlı haletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zaafımı anlayıp validemin tatlı tokatından korkarak yine validemin şefkatli sinesine sığındığım halettir.” Halbuki, bütün validelerin şefkatleri, ancak bir lem’a-i tecellî-i rahmettir.(Yedinci Söz)
Japonya’da meydana gelen bir depremde kurtarma ekipleri genç bir kadının yaşadığı enkaza ulaşır. Yıkıntıların arasında kadının cesedi bulunur. Kadının enkaz altındaki pozisyonu biraz ilginçtir sanki ellerinde bir şey tutarak iş yaparken dizlerinin üzerine çokmüş halde iken sanki ev üzerine yıkılmış gibi görünmektedir. Kurtarma ekibinin lideri yine de canlı olma ümidi ile kadına ulaşmaya çalışır, maalesef kadın çoktan ölmüştür. Ekip oradan başka bir enkaza hareket etmek üzere iken bir sebepten dolayı ekip lideri açtığı delikten içeri doğru kadının cesedinin altına doğru bakar ve “Bir çocuk, bir çocuk var!” diye bağırmaya başlar.
Ekip uzun bir çalışmadan sonra çiçekli bir battaniye içinde ölü kadının cesedinin altında 3 aylık bir bebek bulur. Kadın son bir hamle ile bebeğini kurtarmak için bedenini ona siper yapmıştır. Ekip bebeğe ulaştığında hala uyumaktadır. Doktor çabucak gelir ve çocuğu muayene eder, gayet sağlıklı görünmektedir. Battaniyeyi açtıklarında ise içinde bir cep telefonu bulunur. Ekranda yazılı bir mesaj vardır. Mesajda şu yazıyordur! “Eğer kurtarıldıysan, daima seni sevdiğimi hatırla!”
Bir annenin çocuğuna olan sevgisini ölüm anında bile ona anlatma çabasının en güzel örneğidir bence. Allah’ın annelere verdiği bu sevgi ve merhamet için şükürler olsun!