Yetişkinler Okuma Programı’ndan İzlenimler…
Çorum Uhuvvet Vakfı’nda 14-21 Temmuz tarihleri arasında yapmış olduğumuz yetişkinler Risale-i Nur Okuma Programı’na katılanlara “Program ile ilgili görüş ve düşünleriniz nelerdir?” diye sorduk. İşte aldığımız cevaplar.
Mehmet Kovancı: Çorumluyum, emekli öğretmenim. İlahiyat fakültesi mezunuyum. Kırk yıldan fazla bir zamandır Risâle-i Nur hizmetleri içersindeyiz inşâallah. Ahir ömrümüze kadar Cenab-ı Hak devam ettirsin. Üstad Hazretleri Risale-i Nur’u gazete gibi okumayın diyor. Hakikaten satır aralarında kıyamete kadar gelecek bütün problemlerimize cevap olabilecek nitelikte prensipler mevcut. Bu prensipleri bu müzâkelerle görebilmemiz, elde etmemiz mümkün. Bu bakımdan bu müzâkereli derslerde daha önce fark etmediğimiz fakat günümüz olaylarına muazzam şekilde ışık tutabilecek prensipleri yakalamak noktasında çok akılla düşünüp, çok aklın getirmiş olduğu sonuçlarla daha önceki fark etmediğimiz konu ve prensipleri fark eder hale geliyoruz. Bunun ihtisaslı bir şekilde yapılması da gerekir. Belki bu konuda Risale-i Nur Enstitüsü’ne vazife de düşüyor diyebilirim. Çünkü Risale-i Nur Enstitüsü bu ihtisas derslerinin yaygınlaştırılması konusunda eğer plan ve programlar hazırlar ve bu plan ve programlara göre de hemen her yerde bu müzâkereli dersler yapılırsa Risale-i Nur konularında daha da farklı gelişmeler ve Nur Talebelerinin kendilerini geliştirmesi sağlanmış olur.
Bu programları her bölge, il ve ilçe olarak kendi aralarında müzâkereli dersler olarak oturtmalı. Risale-i Nurun imânî konularında her hangi bir ihtilafımız yok. Hiçbir ehl-i imanla da ihtilafımız yok. Ancak içtimâî-siyâsî ve hizmet prensipleri konularında bu ihtilaf varsa, farklı görüşler varsa kimsenin burnu kanamadan, kimsenin kaşı çatılmadan, kimseye zarar vermeden Risale-i Nura hizmet etmenin yolu Hizmet Rehberini müzâkere etmektir. İçtimâî ve siyâsî konularda en doğru bir şekilde Kur’ân ve sünnetin prensiplerinin bu zaman ve zeminde ve kıyamete kadar gelecek zaman ve zeminlerde hayata geçirilmesi konusunda Risale-i Nurun içtimâî ve siyâsî konuları mutlaka ve mutlaka müzâkere edilmeli ve bu müzâkereler periyodik olarak yapılmalı. Her ilçe, il ve bölge kendi aralarında bir müzâkere heyeti oluşturmalı. Böylece Risale-i Nurun bütün dertlerimize çare olduğunu hem kendimiz göreceğiz hem de göstereceğiz. Özellikle içtimâî ve siyâsî konularındaki kafa karışıklığımız ancak bu şekilde giderilebilir diye düşünüyorum.
Hüseyin Çakar: Zonguldak Ereğli’den katılıyorum. Bu programı düzenleyenlerden Allah razı olsun. Bize kucağını açan Uhuvvet Vakfı cemaatine de çok teşekkür ediyorum. Haklarını helal etsinler. Ben yeni bir Nur Talebesi olmam hesabiyle kendimi geliştirmek ve diğer kardeşlerin fikirlerinden istifade etmek ve şahs-ı manevinin cemaatte olması hasebiyle bu programa katılmış bulunmaktayım. İnşâallah devam ederse tekrar katılmayı düşünüyorum. Programda en çok istifade ettiğim nokta bütün beyinlerin düşünüp, görüşlerden istifade etmemiz oldu. Daha güzel bir program için önceden konular tespit edilirse, hazırlanarak gelinmiş olur ve istifade edilmesi artmış olur.
Hasan Alaca: Çorum doğumluyum. Tedaş’tan emekliyim. Bu tür programların faydalı olduğu malum zaten. Geçen sene de yapmıştık, o zamanda katılmıştım. Hiçbir şeye faydası olmasa bile birbirimizle kaynaşmaya faydası var. Azami irtibat noktasında bize fayda sağlıyor. Bu tür programların her sene ve sık sık yapılması gerekmektedir. Allah hepinizden razı olsun.
Erol Afat: Emekli memurum. 1970’ten beri bu dâvânın içersindeyiz. Cemaatin birbirleriyle sıbgalanması doyumsuz bir lezzettir. Bazen gecikiyoruz. Bu programların devamlı olmasından mutlu oluyoruz. Bu programlarda bizim bilemediğimiz meselelerin gün yüzüne çıkarak birbirimizi sıbgalamamız en güzel noktadır. Lezzet alınacak husus bu, cemaattin ruhu bu. Bundan sonraki programlara da katılmak isterim. Geç bile kaldık.
Hüsamettin Kovancı: Bu programların ramazan ayına denk gelerek yapılması peygamber sünneti olması açısından büyük önem arz etmektedir. Aynı zamanda ahir zamanda bir noktada peygamberimizin suffa ashabını da hatırlattığı için benim için çok önemli. Bu programların yapılması esnasında insanların birbiri ile kaynaşması, farklı fikirlerin müsademe-i efkâr yönünden hakikati tecelli ettirmesi çok önemli olduğu kanaatindeyim. Ben de buna dâhil oldum.
İbrahim Kaya: Emekli sağlıkçıyım. Risale-i Nur dairesinde bu programlar hem bölgeler arası, hem şehirlerarası irtibatı sağlamakla beraber, kardeşler aralarında müthiş bir bağ kuruyorlar. Biz azami irtibat, azami sadakat, azami ihlâs sırrına ulaşarak bu tür programlara katılmalıyız. Bu programları sık sık yapıp, ferdî ve şahsî okumalarımızdaki anlayamadığımız yerleri burada meşveretle fikir birliği sağlayarak anlayamadığımızı yerleri müşahhas olarak anlamaya gayret ediyoruz. Çok teşekkür ederiz, bu gibi hizmetlerin devamını dileriz.
Enver Yıldırım: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeniyim. Bu program şahsım adına çok müstefid olduğum bir program. Allah razı olsun katılanlardan, düşünenlerden. İnşâallah gelecek sene daha büyük katılımla tekrarını arzu ediyoruz. Çok istifade ettiğimiz bir program. Hizmet-i Kur’âniyeye Cenab-ı Hak nasib eylesin. Bir sonraki programlara şartlar elverirse katılmayı arzu ediyorum.
Mustafa Canpolat: Emekliyim. Özellikle buraya katılan arkadaşlarla müzâkereli dersler çok verimli, çok olumlu geçti. Kendi âlemimizde konular daha güzel açıldı. Bu program bizlere büyük bir zevk ve şevk verdi. İleride bu programları kendi aramızda geniş bir şekilde yapacağımız görülüyor. Gerçi dersler yapılıyordu ancak bu çok daha güzel ve verimli oldu. Sizlerin katılımıyla çok da hoş oldu. Programdan ve sizlerin burada olmanızdan ve sizleri ağırlamaktan da çok memnunuz. İnşâallah devamına da gideriz. Gönlümüzden geçenler böyle.
Mustafa Kaya: Öğretmenim. Programa biraz geç iştirak ettim, ancak çok istifade ettim. Bu tür programlar azamî irtibatı sağladığı için önemli. Başka daha nezih ortamlarda da fırsat bulursam katılmayı istiyorum inşâallah. Programın müzâkereli derslerinden çok istifade ettim elhamdülillah. Herkesin farklı fikir beyan etmesi ufkumuzu genişletiyor. Konulara vakıf olmakta bizlere yol gösterici oluyor. Allah razı olsun bizlere bu fırsatları verdiğiniz için.
Elvan Sağkol: Üçüncüsü düzenlenen büyükler okuma programımız gayet güzeldi. Daha verimli kullanabilirdik. Gelecek sene daha farklı planlamalar düşünebiliriz. Ana umdelerde değil, programın içeriği ve saatlerinde farklı uygulamalar olabilir. Bu sene de programımız gayet güzeldi, sıkıntı yoktu. Programın en ilgi çeken saatleri müzâkereli derslerdi, fakat bu dersler biraz daha farklı işlenmeli. Herkes fikrini söylemeli ancak fikrini söylerken de akılları bulandırmamalı. Herkes haklı dâvâsını haklı zeminlerde aramalı. Menfiyi nazara vermeden kendi mesleğimizin muhabbetiyle gitmeliyiz. Metod olarak bu tür programları daha farklı yapabiliriz. Mutlaka müzâkereli derslerle birlikte programa muhakkak uyulmalı. Ben şahsen kendi açımdan müzâkereli derslerden de istifade ettim, şahsî kitap okumam da arttı. Evde bu kadar okuyamıyordum.
Hayrettin Temiz: Öncelikle bu programı düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum. Önceki programlara katılamadım ancak bu program şahsım adına söylüyorum benim için çok yararlı oldu, faydalı oldu. Gerçekten nurlandım. Uzun süredir toplu okuma faaliyetimiz olmamıştı. Sanki biraz da Risale-i Nurdan soğumuştuk. Ben kendimi öyle hissettim. Günlük evimizde her ne kadar azda olsa okusak da bundan sonra daha fazla okumamız gerektiğine inandım. Biraz daha araştırarak ve yazarak okumamız gerektiğine inandım. İnşâalah döndükten sonra arkadaşlarla kendi aramızda bu tür programları yapabilirsek faydalı olacağına inanıyorum. Bu programlar sadece burada kalmamalı, hem ailemize, hem çevremize bunları yansıtabilirsek iyi olacak. Bütün hastalıklar okuyamamaktan diyor Zübeyir ağabey. Öyleyse bütün hatalarımız okuyamamaktan kaynaklanıyor. Bu içtimâî meselelerde de böyle. İçtimâî meseleleri derli toplu olarak bilmiyoruz, bildiğimiz işte biraz öbüründen, biraz şundan biliyoruz. Biraz da kamuoyunun baskısı, mahalle baskısı bizleri etkiliyor ister istemez. Bu şekilde Risale-i Nur meslek ve meşrebini hatırlamamız bakımından, daha detaylı bir şekilde bilmemiz açısından bu tür programların çok faydalı olduğuna inanıyorum. İnşâallah bundan sonra devam ederse katılmayı düşünüyorum.
Harun Cemre: Çorum’daki Uhuvvet Vakfı’ndaki düzenlenen okuma programına Ordu’dan katılıyorum.
Geçen yıllarda da yapılmıştı, gelmeye fırsat bulamamıştım. Bu sene katıldığıma memnunum. Bu programların bölgeye yayılması, tek çoruma yüklenilmemesini söylemek istiyorum. Daha düzenli ve bilimsel çalışmalar yapılabilir. Burada yapılan hizmetlerin bölgelere yayılması, buradan gidenlerin bulundukları mahallerde ders ortamlarının buna yakın sistemleri oturtulması ve uygulanması kanaatini taşıyorum. Burada emeği geçen Çorumlu ağabey ve kardeşlere teşekkür ediyoruz. Helalleşemediklerimiz bizlere haklarını helal etsinler. Bundan sonraki programların daha güzele doğru gitmesini temenni ediyoruz. Çorum’da güzel hatıralar yaşadık. Sahabeleri ziyaret ettik. Üç Sahabe demişlerdi dördüncü sahabeye de selam verme fırsatı bulduk. Risale-i Nur mesleği üstadın da tarifi gibi sahabe mesleğidir. Bu bize süruru verdi, sevinç verdi. Ramazan günde eşini, çocuğunu bırakıp buralara gelen Tokatlı ağabey ve kardeşlere, Çorumlu hizmet erlerine hepsine teşekkür ediyoruz. Bizlere haklarını helal etsinler. Herkese teşekkür ediyoruz.
Muttalip Şimşek: Programın müzâkereli dersleri çok güzel oldu, çok verimli oldu. Ağabeylerden Allah razı olsun. Seneye de inşâallah bekliyoruz. Bir hafta verimli oldu ancak daha uzun olursa daha iyi olur diye düşünüyorum. Bilmediğimiz konuları müzâkereli derslerle daha anlamlı ve iyi şekilde öğreniyoruz. Böylece Risale-i Nurlardan istifade etmiş oluyoruz diye düşünüyorum.
Yakup Adam: Kayseri Erciyes Üniversitesi Edebiyat Bölümünde okuyorum. Programa son üç günde katıldım. Okuldan geldikten sonra okumalarım aksamıştı, burada tekrar okumaya başladım. Daha iyi oldu, ağabeyler güzel bir program yapmışlar. Programda Münâzarat müzâkereleri günümüz meselelerine baktığı için gayet iyi bir kitap seçilmiş. Müzâkereli derslerden istifade ettim. Programın süresi biraz daha uzatılabilir. Bizler de talebeler olarak okuma programları yapıyoruz. Başımızda çok yetişmiş ağabey olmadığı için her türlü soruyu soramıyorduk. Kendi önceki bilgilerimize göre soruları cevaplıyorduk. Burada ağabeyler Risale-i Nurlara vakıf, sorularımızı ağabeyler daha iyi açıklıyor. Bu programlar talebe-ağabey karışımı olursa daha hoş olur. Sadece yetişkinler veya sadece talebe okuma programı değil de beş tane ağabey, beş tane talebe olabilir. Bizler imânî bahislerde değil de içtimâî ve siyâsî meselelerde Risale-i Nurdan değil de kendi fikirlerimizi empoze edebiliyoruz. Halbuki ağabeyler olsa meselelere Risale-i Nurdan cevaplar verebilir. Onun için ağabey-talebe karışık olursa daha iyi olur.
Ahmet Kara: Programa Tokat’tan katıldım. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliğinden emekliyim. Bu program Yetişkinler Risale-i Nur Okuma Programı’nın üçüncüsü. Geçen sene de Çorum’da olmuştu. Programımızda Münâzarât, Hizmet Rehberi ve üç konu tespit ettik. Birincisi Risale-i Nur’da insan, ikincisi Kader Risalesi, üçüncüsü de İhlâs Risalesi. Özellikle Münâzarât bahsindeki hususlar tek başına anlaşılması zor hususlar. Yani külliyata çok vakıf olmak lazım ki mevzular arasında bağlar kurulsun. Biz okuyoruz, geçiyoruz. Diğer konularla ve mektuplarla olan münasebetleri kuramıyoruz. Allah razı olsun burada atıflar yapılarak o bağlantıları gördük. Bilhassa bizim cemaat içersinde anlaşılmayan konular siyâsî konular. İmânî konularda bir problem yok. Siyâsî konularda bir ayrılık, ihtilaf oluyor, bu da anlaşılmamaktan. Konu demek ki iyi anlatılamıyor, anlatamıyoruz veya biz kendimiz anlayamıyoruz. Bunlara tahşidat yapılması lazım. Siyâsî konulara, Münâzarât, Sünuhat gibi konulara vakıf, bunu bilen, Risale-i Nurdan bağlantılarını kuran kişilere ihtiyaç var. Ben şahsen size de söyledim Külliyatı 12 sefer okudum. On Üçüncüye başladım, fakat sadece okumak yetmiyor yani. Bu bir kabiliyet, Allah razı olsun sizlerin konulara vakıf olmanız, konular arasında bağ kurmanız benim için çok aydınlatıcı oldu. Bu programı bütün illerde, sadece burada değil uygulansa, buradaki gibi anlatılsa gazeteyi bırakan ve farklı düşünen kardeşlerimiz bu fikirlerinden vaz geçecek diye inanıyorum. Çünkü konuları anlayamadıklarını düşünüyorum, mesela benim de bazı düşüncelerim vardı Allah’a şükür bunlar izale edildi. Esas derinden bakamadığımız için, sathî baktığımız için bu düşünceler oluyor. Burada İhlâs Risalesini okuduk. Kelime kelime, cümle cümle olarak anlamaya çalıştık. Analizler yaptık. Önceden okuyup geçiyorduk. Kader Risalesi de gayet güzel oldu, misaller, örnekler verildi. Bu şekilde müzâkereli derslerin daha faydalı olduğuna inanıyorum. Okuyup geçmek yerine müzâkere yaparak herkes kendi fikrini söylüyor daha sonra oradan güzel anlaşılan bir mana çıkıyor. Ben istifade ettim, Allah razı olsun. Bunun böyle bir program haline getirilip bütün illerde yapmakta mutlaka mutlaka fayda var. Bu programlar bizim fikri birliğimizi sağlayacak önemli bir faaliyettir. Mesela Münâzarât siyâsî mevzuları izale edecek bir kitap, zaten problem de orada. Kitabı bitiremedik, bitirsek daha küllî manalar açılacak. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Uzaktan katılanlar da var, güzel bir kaynaşma oldu. İnşâallah bu birlik ve beraberlik devam eder. Diğer illere de bu sirayet eder. Allah cümlenizden razı osun.
Şakir Kalyoncu: Temmuzun 14-21’i arasında yapılan yetişkinler için okuma programına teşrif ettik. Benim için ilk olan bu derece kapsamlı bir program oldukça verimli oldu. Çorumlularda uhuvvetteki saadeti müşahede ettik ve biz de mutlu olduk. Mübarek ramazanımızın manevi atmosferiyle dolu bir program geçirdik. Programa dair âcizane tavsiyem; bir kitabın konu olarak seçilmesi ve programa katılanların söz konusu kitabı okuyarak programa gelmesi halinde daha verimli bir müzâkere olacağı kanaatindeyim. Okunan ve müzâkere edilen kitapla ilgili sonuç bildirgesi hazırlanmalı ve yayınlanmasının yararlı olacağına inanıyorum. Her bölgenin farklı bir eseri müzâkere etmesi ve sonuç bildirgesinin sunulması.
Çorum’daki misafirperverlikten ayrıca bahsetmem gerek. Zira iftar için misafir olduğumuz abilere binler teşekkürler. Hele leziz yemeklerin isimsiz kahramanlarını hassaten tebrik ve takdir ediyorum. Bilmediğim bir konuya şahit oldum. Çorum’da sahabe mezarlarını ziyaret ve dua ettik. Hıdırlık mezarlığında bulunan sahabeleri yolu Çorum’a düşen mutlaka ziyaret etmeli. Ulu mezarlıkta ise Hüseyin Kovancı ve Yusuf Güney abileri ziyaret ettik ve ruhlarına hediyeler sunduk.
Süleyman Alıç: Orta Karadeniz okuma programımızın üçüncüsü bu sene de dolu dolu geçti. Meşveretten çıkan güzel bir netice. Hep talebeler okusun diyoruz ya, esas okuması gerekenler biz olmamız lazım. Bu seneki program geçen senekinden biraz daha farklıydı. Daha katılımcı gördüm. Benim şahsen aldığım şey, Risale-i Nurun her meselesine herkes giremiyor. Bir ene bahsi, kader bahsi, Muhakema,… neyse… Bu tür konulara ancak bu programlarla cesaret edebiliyoruz ve farklı bakış açıları veya değişik bahislerle meseleyi anlamaya çalışıyoruz. Yanlış bir şey de söylesek farklı bakış açıları ile en doğruyu bulmaya çalışıyoruz ve yanlışımız düzeltilmiş oluyoruz. Bu açıdan sahiden verimli bir program oldu. Burada diğer bir konuda Yirminci Mektup’taki iman-ı billâh, marifetullah, muhabbetullah, lezzet-i ruhaniye bahsini kendimize tatbik etmeye çalıştım. İlk önce iman, yani birbirimize inanmayı, sonra birbirimizi tanımayı, sonra birbirimizi sevmeyi, çünkü tanımadığınız insanı sevemiyorsunuz. Birbirimizi tanıyınca herkes birbirini kalbiyle, ruhuyla, hissiyle bu hizmette var olduğunu görüyoruz. Onu yakinen düşüncesinden, hareketlerinden, hal ve davranışlarından tanıyorsun. Bu programlardaki yakın görüşme ve kaynaşma bize birbirimizi tanıtıyor ve sevdiriyor. Böylece “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.” Bu noktadan sonra kardeşlerden çıkan fikirlere teslim oluyorsun. Bazı problemlerin kaynağında da birbirimize karşı itimatsızlığın, güvensizliğin yattığını düşünüyorum. Çünkü birbirimizi yeterince tanımıyoruz. Birbirimizi iyi tanımalıyız, tanımadığımız zaman su-i zanlara sebep olunuyor. Bu tür programların birbirimizi tanımamıza katkı yaptığını ve birbirimize güvenmemize sebep olduğuna inanıyorum. Güven duyduğunuz zamanda teslim oluyorsunuz, bu kardeşimizden zarar gelmez ve onda ard niyet olmaz diyorsunuz. Böylece birbirimizi tanıdıkça su-i zandan da kurtulmuş oluyoruz. Üstadımız da hiç bir şeyde değil, sadece kardeşler arasında müfritane irtibatı tavsiye etmiştir. Onun için Türkiye’nin her yerinde bu tür programların ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Farklı düşüncede olan kardeşlerimiz de fikirlerini serbestçe söyleyebilmelidir.
Bu programlarda şahsî okuma daha fazla yapılabilir. Dershaneler Risale-i Nurun kalbi hükmündedir. Önemli olan dershanelerin içersinde okumaktır. Dershanede ister ferd olarak, ister cemaat olarak okunuyorsa sahiden bu bir cazibe merkezi haline geliyor. Bu durum da insanları cezp ediyor. Kişilerin şahsî okumaları da en az müzâkereli dersler kadar önemlidir. Çünkü şahsî okumalarınızı nefsinizde okuyorsunuz, kendi âleminizde okuyorsunuz. Şahsî okumalarda belki aklen çok şey alamıyor oluyorsunuz, ancak üstadın ifadesiyle dem ve damalarınıza kadar Risale-i Nur sirayet edecektir. Onun için oturup, boynunu büküp, dizinin üstüne çöküp Risale-i Nuru okuyacaksın. Ferdî okuma olmadan müzâkereli ders de yapamayız. Onun için müzâkereli dersin alt yapısı ferdî okumadır. Bundan sonraki programlarda ferdî okumaya daha fazla zaman ayırmalıyız. Müzâkereli konuları fazla dağıtmadan devam ettirmeliyiz. Bazen müzâkereli konularda misale çok takılabiliyoruz. Biz misalden asıl konuya intikal etmemiz lazım. Bu programlar tekâmül ederek kıyamete kadar devam etmesini temenni ediyorum. Katkı yapan herkese teşekkür ediyorum. Her gittiğim yerlerde bu programımızı anlatıyorum. Bir hafta Allah için bir araya geldik. Üstad Hazretleri “Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. Lillâh, livechillâh, lieclillâh rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.” Diyor. İnanıyorum ki Üstadımızın ruhaniyatı da bizimleydi. Bizi Üstad takip etti diye inanıyorum. Programın tekrarını istiyorum. Hatta talep çok olursa bölgede iki ilde yapılabilir.
Abdülbâkî ÇİMİÇ