وَلَوْ رَدُّوهُ اِلَى الرَّسُولِ وَاِلٰۤى اُولِى اْلاَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنْبِطُونَهُ مِنْهُمْ
“Eğer o meseleyi Peygambere ve mü’minlerden ihtisas ve salâhiyet sahibi kimselere havale etselerdi, elbette o kimselerden hüküm çıkarmaya ehliyetli olanlar işin doğrusunu bilirlerdi.”(Nisâ Sûresi, 4:83)
يُؤْتِى الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَاۤءُ
“Allah hikmeti dilediğine verir de ona hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak gösterir.”(Bakara Sûresi, 2:269)
وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ
“Onlara Senin kitabını öğretecek, kâinatın yaratılış sırlarını ve gayesini bildirecek ve onları inkâr ve isyan kirlerinden temizleyecek…” (Bakara Sûresi, 2:129.)
وَيُزَكِّيكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ
“Sizi inkâr ve günah kirlerinden temizler, size Kur’an’ı, kâinatın gayesini ve sırlarını öğretir.”(Bakara Sûresi, 2:151)
وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللهُ وَالرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ
“Halbuki o âyetlerin tefsirini Allah’tan ve Allah’ın kendilerine ilimde derinlik ve istikamet ihsan ettiği kimselerden başkası bilemez.”(Âl-i İmrân Sûresi, 3:7)
اٰمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا
Biz buna inandık. Muhkem âyetler de, müteşâbih âyetler de, hepsi Rabbimizin katından indirilmiştir. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:7)
اَلرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ مِنْهُمْ
“Fakat onlardan ilimde derinlik ve istikamet sahibi olanlar.”(Nisâ Sûresi, 4:162)
اِنَّ اللهَ يَبْعَثُ لِهٰذِهِ اْلاُمَّةِ عَلٰى رَاْسِ كُلِّ مِأَةِ سَنَةٍ مَنْ يُجَدِّدُ لَهَا دِينَهَا
(“Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor”(el-Hakim, el-Müstedrek, 4:522; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 2:281, hadis no: 1845.))