Gurur

Gurur, insanın büyüklenmesi, kendini beğenmesi ve üstün görmesidir. Kendini büyük görme, başkasını hor ve hakîr görmedir. “Gurur ile, insan maddî ve mânevî kemâlât ve mehâsinden mahrum kalır. Eğer gurur saîkasıyla başkaların kemâlâtına tenezzül etmeyip kendi kemâlâtını kâfi ve yüksek görürse, o insan nâkıstır.” [1] Gurur, ilmi fazla olanları vartaya düşürebilir. Bir ilim adamı, bir âlim […]

Ucb

Ucb “bir kimsenin hak etmediği bir mertebeyi kendinde vehmetmesi”[1] şeklinde tarif edilir. Bazı âlimler kişinin itibarı ve mevkii ile gururlanmasına kibir, faziletleriyle övünmesine ucb denildiğini söyler ve bunların ikisinin de faziletleri silip götürdüğünü kaydeder.[2] Ucbun ileri derecesine idlâl denilmiştir. Buna göre ucb yapılan iyilikle böbürlenmek, idlâl iyiliğe karşılık beklemektir.[3] Bediüzzaman’ın ifadesiyle ucb mânevî bir hastalıktır. Kur’ân-ı Kerîm’de ise ucb, ahlâkla ilgili […]

Meyl-i Dünyaya Hırs

Meyl-i dünyaya hırs Risale-i Nur’da Dünya’nın üç yüzünün bulunduğu ifade edilir. Üçüncü yüz, insanın hevesâtına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel’abe-i hevesâtı olan yüzdür. Bediüzzaman, dünyanın bu üçüncü yüzü için şu izahatı yapar: “Şu yüz çirkindir. Çünkü fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır.”[1]

Bid’atlar(Bidîyât)

Bid’atlar(Bidîyât) İslâm dini, kemâle ermiş ve noksanı olmayan bir dindir. Bu durum Kur’an-ı Kerîm’de şu şekilde bildirilir: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.”[1] Bu ayete istinaden İslâm dininin mükemmel olması, dine yapılan yeni icat ve eklemeleri kabul etmemeyi gerektirir. İslâm dini, ekleme ve noksanlıkları kabul […]

Sû-i Zân

Sû-i zân kapısı “Ey iman edenler! Zânnın çoğundan kaçının. Çünkü zânnın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”[1]