Ye’is(ümitsizlik) kapısı: Bediüzzaman, “Ye’is, aczden gelir. Ye’is, mâni-i herkemâldir.”[1] der. Ayrıca “Ye’is en dehşetli bir hastalıktır. Ümmetlerin, milletlerin “seretan(kanser)” denilen en dehşetli bir hastalığıdır. Ve kemâlâta mâni ve “Ben kulumun zannı üzereyim yani kulum Beni nasıl tanırsa, ona öyle muamele ederim”[2] hakikatine muhaliftir; korkak, aşağı ve âcizlerin şe’nidir, bahaneleridir. Şehamet-i İslâmiyenin şe’ni değildir.”[3]
Gün: 5 Şubat 2024
Tenkid Kapısı
Tenkid kapısı: Bediüzzaman tenkidi müsbet ve menfi olarak ikiye ayırır. “Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umûr-u diniyede.” sualine; “Tenkidin sâiki, ya nefretin teşeffisidir, veya şefkatin tatminidir.”[1] Der. “Evvelâ, umur-i uhreviyede haset ve müzahemet ve münakaşa olmadığından, bu cemiyetlerden hangisi münakaşaya, rekabete kalkışsa, ibadette riya ve nifak etmiş gibidir.”[2]
Kıskançlık Kapısı
Kıskançlık kapısı: Lemaat’te geçen Arabi bir fıkrada “Cemiyetteki tesanüt, en durgun şeyleri dahi tahrik eden bir vasıtadır. Cemiyetteki haset ve kıskançlık ise her türlü hareketi durduran bir alettir.”[1] ifadesi yer alır. Kıskançlık; bizden farklı olana, dikkati dahâ çok çekene, sahip olamadığımıza sahip olana, dahâ huzurlu, dahâ mutlu yaşayana karşı istimal edilen menfî bir duygudur. Birçok […]